Kategoriler
Yüreğimden ve Aklımdan Damıttıklarım

Yürüyüş Parkurlarında Erişilbilir Yürüme Deneyimleri 1: Fenerbahçe Ordu Evi Bostancı, Maltepe Bostancı Yürüyüş Parkurları

Selamlar dostlar. Her ne kadar korona bizi epeyce evlerimize hapsetse de, az biraz dışarı çıkabildiğimiz bugünlerde. Geçen yıldan beri alışkanlık haline getirdiğim yürüyüş yapma sürecimde kullandığım parkurları size tanıtmak istedim. İnsanlarla en az temas ederek, ama açık ve temiz havayı da maskenin izin verdiği ölçüde içimize çekerek vakit geçirmek, aynı zamanda da bir nebze spor yapmak isteyenler için yürüyüş bence çok iyi bir seçenek. Sakın ben zaten işe giderken yürüyorum gibi cümlelerle ne var ki bunda demeyin. Her şeyden önce körseniz, yollar o kadar bozuk ki, yürürken yaşadığınız stres yaptığınız yürüyüşün keyfini yaşatamayabiliyor yeterince. Bir de ister istemez yavaş yürümüş oluyorsunuz. Kör olmasanız da, yürüdüğünüz yerdeki soluduğunuz egzoz, araba gürültüsü işi bir zevkten çıkarabiliyor.
Size bahsedeceğim ilk parkur, Fenerbahçe ‘Ordu evi, bostancı arasındaki yaklaşık 5 kilometrelik alan. Buraya ulaşmanın en kolay yolu marmaray’a binip fener yolu durağında inmek. sonrasında çıkıp yaklaşık 1 buçuk kilometre aşağı doğru ordu evinin önüne yürümeniz gerekiyor. Yürürken iki caddeden karşıdan karşıya geçiyorsunuz. Yine de yol öyle kötü değil. Martılarla beraber gidebilirsiniz. Aslımda ordu evine Kadıköy’den de otobüsler var ve tam önünde duruyor, ama pek de sık değil. Ben Marmaray’ı tercih ediyorum bu yüzden.
Niye ilk tercih olarak burayı yazdım derseniz, sanırım yürüyüş parkuru olarak en erişilebilir bulduğum yer olmasından. benim için bir kör olarak yürürken en önemli şey önümde sürekli çarpacak bank ve benzeri şeylerin olmaması. Bir de sürekli yolun bölünmemesi. işte bu parkur o iki kriteri de gayet iyi karşılıyor. Ve etrafta araba gürültüsü, en azından yolun ilk 2 kilometresinde çok az. sağ tarafınızda sahilin duvarı, solunuzda bisikletlerle harika bir yürüyüş yapma, yürürken denizden gelen hafif esintiyle serinleme şansınız var. Yol tamamen düz ilerlemiyor. Giderken, tam 10 viraj ve ara virajlar var. Eğer ordu evi tarafından yola çıktıysanız hep sola doğru dönüyorsunuz virajlarda. O nedenle yolun sağında kalmanız önemli. çünkü özellikle beşinci viraj sonrası fazla sola giderseniz, çıkıp ana yol kenarına sapma ihtimaliniz var.
Parkur beşinci kilometresinde İspark otoparkıyla sona eriyor. Ardından caddedeki kaldırıma çıkıp 500 600 metre kadar yürüdüğünüzde bostancı iskelesine geliyorsunuz. İspark çıkışıyla, iskele yolu üzerinde, bir sesli ışık daha var. Onu değil, tam iskele önündeki ışıkları kullanarak karşıya geçtiğinizde, güzel bir ara yol olan ve adı Esinti sokak olan bir trafiğe kapalı sokağa ulaşıyorsunuz. Bu sokağı bitirip yolun karşısına geçtiğiniz an Marmaray Bostancı istasyonuna ulaşıyorsunuz. Keyifli ve erişilebilir vakit geçirmek için ben bu parkuru özellikle öneriyorum.

Sizlere bu yazıda bahsetmek istediğim ikinci parkur Maltepe bostancı parkuru. Esasında az önceki ışıkları kullanmadan düz devam ederseniz bu parkurun bostancı başlangıç noktasına gelmiş oluyorsunuz. Yani vakit ve enerjmniz varsa, Fenerbahçe’den başlayıp Maltepe’ye kadar yürüyebilirsiniz. Ama bostancı gibi aralarda bazı yerlerde yolun bölündüğünü unutmayın. Ben bu parkura Maltepe civarından başlamayı seviyorum. Yine Marmaray kullanarak Süreyya Plajı veya Maltepe duraklarından birinde inmeniz gerekiyor. Burada Marmaray’la Sahil arası çok daha yakın. Yolun karşısına geçtiğinizde sahile gidecek kaldırıma varmış oluyorsunuz, ama burada sahile giden ara yolu bulmak, oradan da sahile ulaşım çok kolay olmuyor. Tam yürüyüş parkuruyla ana yol arası bir hayli uzak. Ya da ben sahile kolay ulaşımın körcül ve erişilebilir bir yolunu bulamadım halen. Her seferinde bir kayboluyorum, neyse ki, sahile giden birilerini bulup sorarak ulaşıyorum.
Aslında bu yol yürüme açısından Fenerbahçe tarafına göre bence çok daha güzel. çünkü gerçekten, hiç dönüş yo, serin ve sessiz. Fakat problem şu ki çok bölünüyor. İlk olarak Süreyya plajı sonrası bir dere bölüyor yolu. Mecburen sağa dönüp yola kadar epeyce yürüyor, sonra yol boyunca bir müddet sola doğru ilerleyip tekrar soldan sahil tarafına dönüyorsunuz. Nispeten burası daha düzgün bir sapış. Tam sahile çıktım kaptırıp gideceğim derseniz, yine olmuyor, önce bir köprü geçiyorsunuz ve sonra bir moktada sahil bitiyor. Mecburen yukarı yola çıkıyorsunzz ve bence iğrenç araba sesleri olan bir ana yol orası. Cennetten cehenneme düşmek gibi. Burada ana yol da biraz uzun sürüyor ve zar zor sola dönen patikayı bulup tekrar sahile inebiliyorsunuz. ondan sonra solunuzda sahil duvarını takip ederek uzun süre boyunca kaptırıp yürümeniz mümmkün oluyor. Her iki parkur boyunca da sık aralıklarla Beltur’lar var. Durup bir soluklanmak,, bir kahve içmek ya da aperitif bir şeyler yemeniz mümkün. Süreyya plajından bostancıya da yaklaşık 4 kilometrelik bir yürüyüş yapmış olabiliyorsunuz.

İsterseniz bu yazılık iki parkur yeter olsun. Bir sonraki yazıda Üsküdar Kız kulesi yolu, Aydos Ormanı ve Emirgan korusundan bahsedeceğim. Ama bence bir yürüyüş parkurunun erişilebilir olması için bank tarzı şeylerin kesinlikle yol ortasında bulunmaması çok önemli. Eğer kenar takibi yapabiliyorsak insan kendini çok daha güvende hissediyor. Ayrıca sahil kenarına düşme tehlikenizin olmadığını bilmek istiyorsunuz açıkçası. üskügar’da beni en çok korkutan bu oluyor mesela. Son olarak’ yürüdüğünüz yolda virajlar, dönmeler ve sapmalar varsa, buralar bir kılavuz çizgiyle belirtilseydi tadından yenmezdi. Tüm parkuru kastetmiyorum, ama dönmeniz gerekli yerlerin 30 metre öncesi sonrasına yapılacak bir yönlendirme, acaba yoldan sapıyor muyum endişesini ortadan kaldırırdı. Ama nerede, bizi kim duyar işte orada ciddi şüphelerim var. sizler de erişilebilir yürüme olanaklarınızı paylaşırsanız, duymaktan çok mutlu olurum. engelsiz günler.

Kategoriler
Yüreğimden ve Aklımdan Damıttıklarım

Ne yapmalı, ne etmeli?

Selamlar dostlar. bugün iki farklı WhatsApp grubunda yaşadığım iki farklı foto paylaşımı daha ne çık yol almamız gerektiğini gösteriyor bana.
Her iki olayda da bir kişi foto paylaştı ve üzerine en az 10 mesaj yazıldı. Ah! Süper, ne güzel, alkışlayan el emojileri vs. Ama fotolar neydi?

Kategoriler
Yüreğimden ve Aklımdan Damıttıklarım

Başkalarının Gözleri Senin Aynan Olmasın

Merhabalar dostlar. Yeni sitemdeki ilk yazımla sizinleyim.  Zaman zaman EEEH dergideki çeşitli yazılarımın bağlantılarını buraya alıp üzerine biraz tartışmak istiyorum. İşte Bunlardan ilki yazarken epeyce  beni düşündüren EEEH Dergi 70. Sayıda yer alan Başkalarının Gözleri Senin aynan Olmasın adlı yazım.

Kategoriler
Yüreğimden ve Aklımdan Damıttıklarım

Merhaba Evren

Merhabalar dostlar. Engin Ben. 1979 doğumlu, Lisans, yüksek lisans ve doktorasını Boğaziçi Üniversitesinde tamamlamış, GETEM direktörlüğü yapan, Engelsiz Erişim Derneği ve Sesli Betimleme derneğinin kurucuları arasında yer alan bir aktivist.