Kategoriler
Duyuru Ve Bilgilendirmeler Yüreğimden ve Aklımdan Damıttıklarım

Be My Eyes Kapsayıcı Dil Rehberi

Yazan: Bryan Bashan (Be My Eyes Başkan Yardımcısı)

Özgün kaynak:

https://www.bemyeyes.com/blog/be-my-eyes-inclusive-language-guide

 

Çeviri ve uyarlama: DeepL desteğinde Engin Yılmaz

 

Çevirenin Notu: Be My Eyes için hazırlanan ve özgün olarak İngilizce dilindeki ifadelere göre bir konum alan bu metin Türkçedeki doğru karşılıklarına göre uyarlanmıştır. Dolayısıyla birebir çeviri olarak düşünülmemelidir.

 

 

Kullanıcılarımızı nasıl çağırıyoruz?

İlk olarak, kör kelimesi saygın ve olumludur. Örtmece sözcükler bulmaya gerek yok. Son araştırmalarımız tüm kullanıcılarımızın ¾’ünün bir miktar görme yetisine sahip olduğunu gösteriyor. Sonuç olarak, kullanılacak iki kelime “kör veya az gören insanlar” olacaktır.

Kategoriler
Duyuru Ve Bilgilendirmeler

Eşit, Erişilebilir, Engelsiz Kentler İçin Erişilebilirlik Beklentileri

EŞİT, ERİŞİLEBİLİR, ENGELSİZ KENTLER İÇİN ERİŞİLEBİLİRLİK BEKLENTİLERİ

Dr. Engin Yılmaz

Tüm Raporu İndirmek İçin Tıklayınız

 

Giriş ve Özet

Bu rapor yakın zamanda geride bıraktığımız yerel yönetim seçimleri sonrası tüm yerel yönetimlere, dayatılan standartların dışındaki fiziksel, bilişsel, ruhsal ve duyusal yeti farkları gözetilmeyen ve bu nedenle kapsam dışı kalan bireylerin beklentilerini belirtmek amacıyla kaleme alınmıştır. Avrupa komisyonu tarafından 2011 yılından bu yana her yıl 3 aralıkta Avrupa Birliği’ndeki çeşitli kentlere erişilebilirlik ödülleri verilmektedir. Bu ödüllerin amacı resmi web sitelerinde erişilebilirliğe öncelik veren kentleri teşvik olarak açıklanmaktadır.  Engelli birey kentteki ulaşım, alışveriş, web sayfaları ve benzeri yerlere tam erişim sağlayamazsa, kendi seçimlerini yapma ve hayatlarını kontrol etmekten de mahrum kalır açıklaması yer almaktadır.

Kategoriler
Yüreğimden ve Aklımdan Damıttıklarım

ELBİSE (2023 GETEM sertifika Tören Konuşması)

Üzerimize ne çok olmayan kıyafetler giyeriz kalıplara uymak için bazen dimi? Şu an nasıl giyindi herkes acaba? Bir tören! En şık, en hoşa gidecek şeyleri giymek, takıları takmak, kokular sürme eğilimindeyiz bu coşkuyu yaşamak için adeta. Düğünlerde de öyle değil midir? Gelin ve damatın dışında herkesin eğlendiği veya Mış gibi yapıp kim neyi giymiş dedikodusuna tutuştuğu anlardan yalnızca biri.

Kategoriler
Yüreğimden ve Aklımdan Damıttıklarım

Görme, İzleme kelimelerinin kullanımı üzerine garip bir duyar kasma!

Bu aralar kör olmayan arkadaşlarımda değişik bir duyar kasma fark ediyorum. şu filmi izledin mi derken birden pardon şeklinde düzeltme ihtiyacı  duyuyorlar kendilerini. dün Ahmet’i gördüm dersem nasıl yani diye şaşırıyorlar. Bu tür kötü niyetli olmayan ama sinir edici diyalograrı yaşadığım arkadaşlara sözüm:

Görme, izleme, seyretme yalnızca gözün tekelinde olan şeyler değil. spacial, Yani uzamsal diye bir kavram var. burada, işitme, dokunma, ve diğer duyuları kullanarak da çevreniz, sizin pozisyonunuz hakkında detaylı bir görünüz olabiliyor. buna mobilite ve oryantasyon deniyor.

Bir kör maçı radyodan dinlerken, ve televizyondan izlerken, ya da tribüne gittiyse yaşadıkları aynı değil. çünkü televizyon veya tribünde yaşanan ambians çok daha farklı ve güzel. Bu da, yalnızca dinlemeye indirgenemez. Bu yüzden bizlerde izlemek, görmek gibi günlük terimleri kullanıyoruz.
Bundan daha önemlisi, tam muhabbetin ortasında böyle kelimeler geçince duruma limon sıkmanız, aradaki doğal olabilecek ilişkiyi mahfediyor. Beni Engin olarak değil yalnızca kör biri olarak algıladığınızı hissettiriyor. mikro saldırganlığın ilk maddesi yani: Kimliğin inkarı. Sen ne yaparsan yap, benim gözümde her şeyden önce körsün, sağırsın, otistiksin. Başka hiçbir şeyin önemi yok. Bu da her eylemin, söylemin bir şaşkınlığa dönüşmesine neden oluyor. Sorun şu: Durum böyle olunca aradaki kalın duvarlar ve gerçek ilişki asla kurulamıyor. bilginiz olsun istedim.

Kategoriler
Duyuru Ve Bilgilendirmeler Yüreğimden ve Aklımdan Damıttıklarım

sonuçlara odaklanıp süreci ıskalamak

Merhaba. Dün ileti kutuma yine Avrasya maraton bilgileri düştü. Parkur, başlangıç saatleri vs. Bu sabah tartım kilomu 74,2 olarak gösteriyordu. Bundan 3 çeyrek yıl öncesinde aynı tartıda rakam 104 civarıydı. İşte maraton sürecinin en somut çıktısı. Ama anladım ki bu sene mesele sonuçlar değil süreçlermiş. geçen izlediğim bir filmde şöyle bir repliğe rastladım, sonuçlara bakıp ne çok ıskalıyoruz süreçleri?
Geçtiğimiz yıl bloğumdaki maraton yazıma bir göz attım da, demişim ki, her şey 42195 metrenin o son 195 metresi için. Ne büyük bir yanılgı. O 42 kilometre olmasa ne anlamı olurdu son 195 metrenin! İşte süreç dediğim öyle bir şey. Maratonun kendisi bir süreç aslında.
benimkisi üç yıldır devam ediyor. Basit bir kilo verme denemesiyle başlayan, hafif yürüyüşlerle devam eden, koşu tutkusuna dönüşen yeni bir deneyim.
Evet başlangıçta hedef yine sonuç odaklıydı, 82 kiloya düşmek, 15 kilometre koşabilmek, yarı maratona katılmak. Tam maratonu bitirmek. Ama her sonuç sonrası şimdi ne olacak duygusu.
Halbuki anlıyorum ki süreçlermiş önemli olan. şimdi 10 kilometreyi 55 dakikanın altında koşabiliyorum artık. Murat’a göre 4 saatin altında bile koşarız maratonu. Bana göre 4 buçuk saatin altı yeterli. Belki de bir şey olur hiç bitiremem. önceki yıllarda bu senaryo beni dehşete düşürmeye yeterdi. Ama şimdi 3 yılda kazandıklarıma bakıyorum da, maraton günü her şey ters gitse ne fark eder ki? ben hayatımdan ağırlık atarak süreç yaşamayı öğrendikten sonra, gerisi teferruat değil mi?
ağırlık atarak özgürleşmek. dernek ve ileti gruplarındaki anlamsız, yorucu, hiç bir yere götürmeyen polemikler, çalıştay ve kongrelerde sizi konu mankeni yapanlarla olan sıkıcı mücadele. Başkaları ne diyecek diye kendinden vazgeçmenin yükü. işte bunun gibi şeyler ağırlıklar. Gerçek özgürlüğün bazen vazgeçebilmek olduğunu anlamak. Asıl ağırlığı konfor alanlarının sahte rahatlığının yaptığını kavramak.
Bir de ağırlık attıkça kazanılanlar var. Türker abiyle başlayıp, Erhan, Ayşe, El Ele koşu kuvveti, Beat Monday ve İlkay abiyle oluşan harika dostluklar. Cumartesi sabah 6’da başlayıp güneşin doğuşunu selamladığımız koşular. Sokakta sabah kendim gibi yaşamanın enerjisiyle yapılan canlı yayınlar. sonucun değil asıl yolculuğun, koşunun verdiği huzur ve uçma hissi.
Dedim ya, atılan ağırlık kilo değil. Anneme göre yüzüm gözüm solmuş çökmüşüm. başkalarına göre çok fit olmuşum. Kim doğru söylüyor önemli mi? ruhumuzdaki ağırlıkları atabiliyor, küçülerek de büyünebileceğini duyumsuyorsanız, başkalarının gözleri artık sizin aynanız olmuyor. Yani 6 ayda şu kadar kilo verdim saçmalıklarına kapılıp, sonucu alır almaz verileni iki katı geri almak, ya da sonuca değil sürece odaklanmak. İşte bütün mesele bu.

Esas süreç bu bence 6 Kasım’da yine maraton var. Her yarış gibi orada da bir hedef var. yaparsam tabi ki uçarım mutluluktan, ama bu, ne her şeyim bir sonu, ne de yepyeni bir başlangıç, yaşam yolculuğundaki harika bir deneyim sadece. Yaşanacak ve zevk alınacak müthiş bir an. O keyfi bırakıp tasalanmaya değer mi? 6 kasımda yine maraton zamanı. O heyecanı beklemek, farklı kilometrelerde ne yapacağını düşünmek, yorulunca edeceğim küfürleri hayal etmek, ama biter bitmez ne zaman Berlin’e gidiyoruz, bir sonraki yarışın tarihi neydi diye sormak. İşte süreç, işte yolculuk ve onu özel yapan şeyler. herkesin kendi yolculuklarını bulması dileğiyle.

Kategoriler
Duyuru Ve Bilgilendirmeler

24 Eylül Saat 13:00 Adımlarımız Bağımsız Yaşam Dönüşümüne Etkinlik AYrıntıları

Herkese merhabalar. Bağımsız yaşam dönüşümüne birlikte adımlamak için düzenlediğimiz etkinliğimize gösterdiğiniz ilgiye çok teşekkür ederim. Bu yazıyı 24 Eylül ile ilgili bazı detayları paylaşmak amacıyla yazıyorum.

Etkinliğimiz 24 Eylül 2022 Cumartesi günü saat 13:00’da başlıyor.

Buluşma noktamız Marmaray Süreyya plajı durağının sahil çıkışı. Marmaray’dan, Süreyya plajı anonsunu duyunca inin ve görevlilere sahile çıkacağınızı söyleyin hemen çıkışta sizi bekliyor olacağız.

Herkes geldikten sonra önce yola, sesli ışıklara doğru yürüyüp karşıya geçecek, 50 metre kadar sola yürüyüp gelen dönüşten oto parkı geçerek sahil dönüş yoluna çıkacağız.

Sonrasında 400 metre kadar yürüyüp sahile varacak ve oradan 4,5 kilometrelik bir yol izleyerek Bostancı deniz otobüslerinin bulunduğu noktaya ulaşacağız.

Güzergahımızda iki noktada sahilden ayrılıp caddeye çıkacak ve ilerisinden tekrar sahile gireceğiz.

Peki yürürken ne yapacağız diye sorarsanız, aslında biraz doğaçlama olacak sürecimiz. Blind Square bize yol boyunca eşlik edecek. Bunun yanında birlikte yürürken belki her birinizin bir yere giderken nasıl gittiğini anlatmasını isteyeceğiz sizlerden. Tabi bu arada yürürken bir yeri bulmak için kullandığınız ipuçları, baston kullanımındaki püf noktalarınız, yön bulma deneyimlerinizi ve dilediğiniz her şeyi konuşarak güzergahımızı tamamlayacağız. Sonunda da dileyenlerle bir balık ekmek yiyip vedalaşacağız. Güzel bir etkinlik olması dileğiyle.

 

Kategoriler
Duyuru Ve Bilgilendirmeler

Yeni WhatsApp duyururu grubum

Herkese merhabalar. Sizlerle yeni oluşturduğum WhatsApp duyuru grubumun bağlantısını paylaşmak üzere kaleme alıyorum bu mesajı.

Sokakta sabah, Bilişim bülteni, maraton deneyimleri, dr engin yılmaz sitesindeki yeni yazılarım ve bugünden kestiremediğim diğer paylaşımlarımdan anlık haberdar olmak isterseniz aşağıdaki bağlantıya tıklayarak grubuma katılabilirsiniz. Grubu sadece yöneticilerin mesaj göndereceği şekilde yapılandırdım, ama her zaman özel olarak cevapla diyerek bana ulaşabilirsiniz.

https://chat.whatsapp.com/Cf9WAVCr1fG4CFSp9bdp69

Kategoriler
Duyuru Ve Bilgilendirmeler

Adımlarımız Bağımsız Yaşam Dönüşümüne

Eylül. Ne çağrıştırır size? Bir yönüyle yaza veda, bir yönüyle ise sonbahara merhaba. 23 Eylül tam bu dönüşümü simgeler. Gece ve gündüz eşitlenir, sarı yapraklar sonbaharı karşılar. Belki yazı bitirmenin hüznünü yaşarız, ama diğer taraftan da yeni başlangıçların ayıdır eylül. Yeni okul ve iş sezonları, dizilerin yeni bölümleri, yenilenen hedef ve umutların zamanı.

Yaptığımız sokakta sabah programlarına gelen geri bildirimlerden bir tanesi neden beraber adımlamıyoruz sokakları sorusuydu. Bunu nasıl, ne zaman yapsak diye düşünürken, Eylül ayı geldi   aklımıza. Niçin tam gün dönümünün hafta sonunda bağımsız yaşam dönüşümüne bir adım atmayalım diye geçirdik içimizden ve eteğe kemiğe büründü projemiz. Evet 24 Eylül Cumartesi günü öğleden sonra Süreyya plajından Bostancı’ya birlikte adımlamaya ne dersiniz. Amaç bastonları buluşturmak. Gaye, bağımsız hareket   deneyimlerini kavuşturmak. Hedef, bağımsız yaşam güdüsünü pekiştirmek. Bu bir eğitim değil. Bir gösteri de değil. Buluşan bastonların bağımsız yaşama attığı adım. Eminiz ki, hepimizin birbirimizden öğreneceği çok şey var. Sizler de kendiniz, aileniz, çocuğunuz eşlik etmek isterseniz adımlarımıza bekleriz.

Adımlarımız bağımsız yaşam dönüşümüne

Tarih: 24 Eylül 2022.

Yer: Süreyya plajı Marmaray çıkışı.

Saat: 13:00

Detaylar için

www.drenginyilmaz.net

Adresini takip edebilir, dilerseniz abone olabilirsiniz.

 

Kategoriler
Yüreğimden ve Aklımdan Damıttıklarım

Sokaktaki bir köre yapmamanız, söylememeniz gereken şeyler 2

1. kör ebeveyniyle gördüğünüz çocuğa hediye, para vs vermeye çalışmayın.
2. Hadsiz biçimde çocuğu neden anneni karşıya geçirmiyorsun diye azarlamayın.
3. Karşılaştığınız bir köre, beni tanıdın mı iki yıl önce de seni karşıya geçirdim gibi bir soru sormayın.
4. Toplu taşıma kullanan bir körü görür görmez arkadaşa yer verelim diye bas bas bağırıp kişiyi afişe etmeyin. Yalnızca o an boş yer varsa destek olun.
5. herhangi bir yerde sakince sırasını bekleyen bir körün kolundan tutup öne geçirmeye çalışmayın.
6. Yolda karşılaştığınız bir köre otomatik olarak sen hangi dernektensin diye sormayın.
7. Herhangi bir yerde yanına oturduğunuz ve hiç tanımadığınız bir köre adından bile önce doğuştan mı, hiç mi tedavisi yok sorularını savurmayın.
8. size bir yeri soran köre şurası, burası gibi işaret zamirleri ile tarif vermeyin.
9. sokakta bir şekilde eşlik ettiğiniz köre çubuğunu kaldır gibi tavsiyelerde bulunmayın.
10. sokakta kendi halinde yürüyen bir köre durup dururken, Allah Yardım etsin, sizin işiniz çok zor şeklinde laf atmayın.

Kategoriler
Yüreğimden ve Aklımdan Damıttıklarım

sokaktaki bir köre yapmamanız, söylememeniz gereken 10 şey

1. Yolda bastonuyla giden birine arkadan düz git diye seslenmeyin.
2. karşınızdan gelen birine sağ sol diye komut vermeyin. çünkü muhtemelen sizin sağınız onun solu.
3. yolunda yürüyen birine dur yanlış gidiyorsun diye bağırmayın. Muhtemelen onun kafasında bir harita ve bildiği bir şey var. Yanlış gidiyorsa ve çarpacaksa bile bu, onun sorumluluğunda.
4. Sakın ha sakın, izin almadan, sormadan kesinlikle kimsenin koluna, eline dokunmayın.
5. Otobüse, minibüse binen birine çekilecek eşya muamelesi yapıp hiç konuşmadan yer vermeye çalışmayın. Eğer boş yer varsa, uyarın yalnızca.
6. Tanımadığınız hiç bir kimseyle sen dilinde konuşmayın.
7. size yol soran birine, ne yapıcan orda, ama çok uzak orası gibi akıllar vermeyin. Bilmiyorsanız bilmiyorum deyin yeter.
8. kimseyi, şu, bu, gibi işaret zamirleriyle nitelemeyin.
9. metro ve benzeri yerde, yakında yürüyen merdiven varken, kimseyi zorla asansöre yönlendirmeyin.
10. Biri sizden yardım istemediğini belirttiyse lütfen ama lütfen inat ve ısrar etmeyin.