Kategoriler
Yüreğimden ve Aklımdan Damıttıklarım

Gözetlenme ve Görünmezlik Arasındaki Yaman Çelişki

“Freak Show” kavramını duydunuz mu hiç? Türkçesi ucube gösterisi. Küçük bir internet araştırması yaptığımızda ucube gösterilerinin özelikle 19. ve 20. yüzyıllarda Avrupa’da pek yaygın olduğunu görüyoruz. O kadar popülermiş ki Kraliçe Victoria bile bayılırmış bu gösterilere. Peki, kim bu ucube diye etiketlenenler? Anatomik olarak farklılıkları olanlar. Sağlamcılık bakış açısıyla bozuk olanlar yani. Kolları, bacakları olmayanlar, fazla kıllı kadınlar, birden fazla cinsel organı olanlar veya hiç olmayanlar, aşırı iri göğüslü veya kalçalı kimseler, siyam ikizleri, devler veya cüceler… Kısaca toplumda tipik olarak görülenden farklı olan herkes. “Çatlak Zemin” yazarlarından Merve Çeltikçi ucube gösterilerini ve günümüzdeki yansımalarını ele alan harika bir yazı kaleme almış 2020 yılının mayıs ayında. Aşağıdaki bağlantıdan okuyabilirsiniz.

https://www.catlakzemin.com/eglence-malzemesinden-motivasyon-kaynagina-ucubeler-ve-engelliler-baglaminda-tetra-amelia-sendromu/

Çeltikçi bu yazısında 19. ve 20. yüzyıllarda ucube olarak değerlendirilen insanların bugün ağır engelli veya sakat olarak nitelenmelerini de anlatıyor ve aslında bugünkü engelli motivasyon konuşmalarının dünün ucube gösterilerinin neden bir devamı olduğunu muhteşem biçimde ele alıyor.

Benim bu yazıdaki derdim ise başka. İnsanlar kendilerinden farklı olanları -ama gizli, ama açıktan açığa- neden röntgenliyor sürekli sizce? Diğer taraftan da bu kişilerle etkileşime girmekten, doğrudan muhatap olmaktan niçin fellik fellik kaçıyor?

Kategoriler
Yüreğimden ve Aklımdan Damıttıklarım

İçimizdeki Sağlamcılık Neden Bu Kadar Güçlü 3: Üstenci Yardımla Nasıl Baş Edebiliriz?

“Sağlamcılığa karşı çıkıp bağımsızlığı temel prensip edinirken denge nasıl kurulur? Yani, mesela, gören biri de daha çok gayret ederek ailesinden daha az yardım alabilecek durumdayken ailesinin fedakarlığı sayesinde daha az sorumluluk alabiliyor veya yine gören birinin yolda bebek arabasını merdivenden çıkarması gerekirken tanımadığı birinden yardım alması gerekebiliyor ve bu yardımı gocunmadan kabul edebiliyor. Ancak söz konusu bir kör olduğunda tanıdığı veya tanımadığı birinden aldığı herhangi bir yardım kör olduğu için alıyor diye algılandığı için bu kişi yardım almamayı tercih edebiliyor veya yardım almak zorunda kalıp sonra da kör olduğu için mi yardım ediyorlar diye düşünüp bundan rahatsız olabiliyor. Her şeyde eşitlik isterken herkes gibi yardım alabilmede de eşitlik nasıl sağlanır? Dik duracağım diye hiç yardım almamak ve kör olmasaydım da bana yardım ederlerdi düşüncesiyle sorumluluktan kaçmak arasındaki duruş nasıl dengede kalabilir?”

 

Merhabalar dostlar. “İçimizdeki Sağlamcılık Neden Bu Kadar Güçlü” yazı dizimin ilki sonrası bir arkadaşımın yaptığı Facebook yorumuydu okuduğunuz satırlar. Burada isim kullanmıyorum çünkü önemli olan olgular, kimin söylediği değil. Önce teşekkürler sevgili arkadaşım. Süreci bir dizi haline getirmem için bu yorumun ateşleyici oldu benim için.