Hayatımın 41’inci yılından günler geçirirken yazıyorum bu biyografimsi kısa yazının ilk taslağını. Mahşallahlık bir hayat mı benimkisi bilmem, ama çekingen, ürkek, fark etmezci, pısırık, görmemesine rağmen başarılı olmaktan gurur duyan bir adamdan, sokaklarda okumak istiyoruz, engellenmek istemiyoruz, diye bağıran, aktivist, yarı akademisyen, azıcık bozguncu, kör bir huysuz herife nasıl dönüştüğümü anlatıyor sanırım geçen zaman.
Eğitim hayatımdan başlarsam, travmatik bir 8 yıllık körler okulu sürecinden sonra, bir daha yatılı okumayacağıma yemin etmiş olarak gelen lise yaşamı. İlk bastonla dışarı çıktığım, ilk kendi paramı kazandığım güzel günler ve öz güven patlamasıyla hayatıma giren Boğaziçi Üniversitesi yılları. Tabi her üniversiteli gibi mükemmel olmadığınızı anladığınız, tepe taklak olduğunuz bir dönem. Ama aynı zamanda kimliği sorgulamaya başladığım yılların başlangıcı.
Tüm dersleri bozuk bir teyple kayıt yapsın diye arkasına tak tak vurarak ses almaktan, bilgisayar, ekran okuyucu ve bilişimle ilk tanıştığım 2000’li yıllara giden bir yol. Yolun ortasında, madem psikolojide yeterince tatmin oldum, psikolojik danışmanlık bölümüyle çap neden olmasın dediğim bir an ve 2002’de iki bölümden birden mezuniyet.
Hemen ardından, açıkçası biraz da İstanbul’da kalabilmek için başladığım psikoloji yüksek lisansı. Haftada 150 200 sayfalık okumaları 30 40 saniyede bir sayfa tarayan tarayıcıyla okuma çabası ve memuriyet yıllarımın başlangıcı. 2005’te Ali Tekcan hocam danışmanlığında tamamladığım gören ve görmeyen bireylerde otobiyografik hafıza tezim. Tez yolculuğunda o sıralar kız arkadaşım sevda ile dernek dernek dolaşıp test yapma çabaları. Görme engellilikten körlüğe giden ilk adımlar.
3 yıllık bir ara sonrası Getem’de olmanın da verdiği motivasyonla tekrar Boğaziçi’ne dönüş ve yetişkin eğitiminde başladığım doktora. Engelliliği yeti farkı olarak algılama sürecimin başlangıcı. Empati, yardım, sosyal sorumluluk gibi kavramların birer illüzyon olduklarını keşfettiğim konuşma ve tartışmalar.
Marmara Üniversitesi’ndeki bilişimde erişilebilirlik dersleri. Yani eğitim veren ve yarı akademisyen konumuna geçiş.
Mesleki olarak mezuniyet sonrası 5 yıllık bir psikolojik danışmanlık deneyimi, ve 2007’den bu yana Getem’deki çalışma yılları. Bu dönemde verdiğim sayısı yüzü aşan seminerler.
Bir aktivist olarak, daha üniversite üçüncü sınıfta Altınokta’da verdiğim İngilizce dersleri, sonrasında kısa süre yönetim kurulu üyeliği, ve 2005’ten bugüne devam eden engelsiz erişim yolculuğu. Normali, eksiklikleri sorguladığımız, farklılıkları ortaya çıkardığımız bir mücadele.
Sesli betimlemenin Türkiye’ye getirilmesi ve duyulması için ortaya konan emek.
2009-2016 doktora sürecimde yaptığım yüksek öğretim öğrenci temsilciliği. Yazdığımız onlarca rapor, bir sürü yürüyüş.
Engelsiz ulaşım, engelsiz seçim, engelsiz bankacılık ve engelsiz eğitim noktalarındaki sayısız faaliyet.
Bir bilişim aktivisti olarak 1999’da başlayan ekran okuyucuyla tanışma sonrası, JAWS Türkçeleştirmesi, Word, Excel, Power Point ve iOS kullanımına yönelik yüzlerce saati bulan online eğitim. MBraille, Voice Dream, Blind Square gibi bir çok iOS uygulamasının Türkçeye çevrilmesi, engelsiz iPhone grubunun kuruculuğu.
THY, Atlas Jet, HSBC gibi noktalarda çalışanlar için yazılan scriptler. Bir çok firmaya bilişim erişilebilirliğiyle ilgili yaptığım danışmanlıklar, İstanbul Bilişim Erişilebilirlik Komisyonu üyeliği.
Tüm bunların ötesinde, bütün hayatımın ortasında hep var olup omuz omuza yan yana yürüdüğümüz Sevda’mla olan 14 yıllık evliliğimizin getirdiği huzur ve inadına mücadele isteği.
Pek de CV gibi olmadı ha ne dersiniz? Bununla bir yere başvursam kabul eden olur mu ki orası meçhul. Ama bana 41 yılın öğrettiği bir şey varsa, toplumsal normlara uymak ve kabullenilmek için uğraşmaktansa, erişilebilirlik adına, kendim olmak adına verdiğim uğraşı başarılı veya başarısız olmaktan bağımsız, çok daha tatmin edici, çok daha heyecan verici bir süreç olmuş yaşamımda. Size de oradan kısa bir özet sunmaya çalıştım. Zaman ilerledikçe biraz daha açarız konuları dilerseniz.
“Ben Kimim?” için 3 yanıt
Engin’ciğim seni candan tebrik ediyor, sağlık, huzur ve mutluluk diliyorum Sonsuza kadar başarıların sürsün istiyorum, seni de Sevda’nı da öpüyorum . Gönlünce yaşam, aydınlıklar, neşe, başarı ve sevgiler hep seninle olsun , güneş hepimiz için doğsun.🌞🌞🌞
Engin hocam allah sizlere uzun ömürler versin. İnşallah ben de sizinle beraber erişilebilirlik çalışmaları yapmak istiyorum umarım kabul edersin
Engin hocam yüreğim sevgiyle doldu. İnsanlar hakkında bilgi edinmeyi seviyorum dersimiz başladığı andan itibaren araştırma yaptım. Hikayeniz yürüttüğünüz çalışmalar emekleriniz başarılarınız o kadar gurur verici ki. Dersinizi canı gönülden takip edeceğimi hissediyorum. Yetkinliğinize şaşırdığımı da dile getirmek isterim. En içten dileklerimle başarılarınızın devamını ve tüm dünyaya katkılarda bulunmanızı diliyorum.