Bundan birkaç ay öncesi bir kış günü. Sevda’yla birlikte eve doğru yürürken sokakta oynayan bir çocuk yaklaştı yanımıza. “Aaa! Abi senden bir tane daha var.” Âdem abiyle epey yakın oturuyoruz, onu kastediyor muhtemelen. İkimizin de kör oluşu, diğer tüm özellikleri görmezden gelmek için yeterli. Birkaç zaman sonra o çocukla bir daha karşılaştık. Bu sefer Âdem abi de vardı yanımda. Şakayla karışık takıldım. “Bak, benden bir tane daha var diyordun ya, bu di mi?” dedim. O da “Evet abi” dedi. Muhtemelen hepimizin yüzlerce kez karşılaştığı bir şey bu aslında. Ama çocuğun sözleri bu yazıyı düşürdü kalbime, beynime. Nasıl oluyor da tek bir özellik, bütün diğer niteliklerin önüne geçip bizi tanımlayan tek şey oluveriyor? İnsanları böyle tanımlara iten ne?
Aşağıda vereceğim EEEH Dergi Bağlantısında okuyacaklarınız, şimdilik üçlü bir yazı dizisinin ilki. İnsanların farklı bir şeyle karşılaştıklarında algılarının nasıl bu farka tutsak olup kalan her şeyi yok saydıklarını anlamaya ve anlatmaya çalıştım. Sizler de yorumlarınızda tutsak algı örnekleri verir misiniz? Böylece zenginleşir repertuarımız ne dersiniz?
https://eeeh.engelsizerisim.com/yazi/alginin-tutsakligi-1-senden-bir-tane-daha-var-abi