Kategoriler
Yüreğimden ve Aklımdan Damıttıklarım

İyilik Nedir Sizce

İyilik nedir sizce? Dilenciye para vermek? Bir hayır kurumuna bağışta bulunmak? Bir körü kırk adım götürmek? Otobüste istemese de birine yer vermek? Veya Yolun ortasındaki bir taşı kenara koymak? Kaldırım üzerine değil birkaç blok ötedeki park yerine arabamızı park etmek? Daha az kazanmak uğruna masaları dükkânımızın önünden taşırmamak? Kapımızın önüne kediler için dolu bir süt kabı bırakmak? Bir dostumuza laf olsun diye değil hakikaten nasılsın diyebilmek? Kitap seslendirmek? Daha da ötesi niçin yapılır, niye adına iyilik denir bazı eylemlerin?

26 Aralık günü gerçekleştirdiğimiz GETEM gönüllü okuyucu sertifika törenimizdeki konuşmamı sizinle de paylaşmak istedim. Yukarıdaki paragraf konuşmanın başıydı gelin devamına birlikte bakalım.

Her insan için farklı sebepleri vardır bu soruların sanırım. Ben muhtemel iki nedeni konuşmak istiyorum sizinle. Birincisi bir vicdan rahatlatma aracıdır iyilik. Bir nevi boşalma, kötü artıklardan arınma. Ormandan çok ağaçlara yönelir bu düşünce. Bir şey yaparak kendini düze çıkarmak, aynı şeyin başına gelmesini önlemektir temel gaye. Günah çıkarılır bu vesileyle.

Mesela Otobüste kolundan çekip bir engelliyi oturtuverir kendi yerine, ama okulda çocuğunun yanına oturmasına asla müsaade etmez bir kimse. Yürürken uzatır bir miktar bozukluğu engelli gördüğüne, ama aynı kişi başvursa çalışmak için kabul etmez iş yerine. Film ve dizilerde hayranlıkla bakar azmin zaferlerine, ağlar aşkların engellenmesine, ama karşı çıkar kendi çocuğunun engelli biriyle evlenmesine. Lafa gelince hak, adalet, kul hakkı, eşitlik kelamını dolar diline, ama aracını koyuverir tereddüt etmeden engelli park yerine. Bazen yolda usulca yaklaşıp tutuverir kolundan, teşebbüs eder körü yolun karşısına geçirmeye o istemese de, ama çok gürültülü bulur bir sesli ışığı mahallesinde.

Sosyal sorumluluk diyorlar kurumlarda bu iyilik türüne. Asıl tanım gerçekte yapması gerekenleri maliyet uğruna yapmayıp bir parmak bal çalmak onun yerine. Sosyal sorumluluk faaliyetleri var neredeyse her büyük şirkette. Kitap seslendirir bazıları örneğin büyük afişlerle, ama unutuverir açıklama eklemeyi bayram tebriklerine. Büyük etkinlikler planlar mayıs ve aralık aylarındaki engelli günlerine, ama erişilebilirliği eklemeyi unutur web sayfalarına her nedense. Yüklü miktarlarda bağışlar yapmaktan çekinmez çeşitli kişi veya örgütlere, ama hiç aklına gelmez engelsiz etiketler eklemek ürünlerine. Engellileri çok sever, sevgi her engeli aşar ona göre, ama o da ne hiç engelli almaz işe ya da engel olur terfilerine. Dedim ya asıl amaç bir şeyler koymaktır sosyal sorumluluk denen faaliyetlerin içine.

Bir iyilik türü daha vardır oysa. Arzu, yaşamak ve yaşatmaktır farklılıkları insanca. İstek, yardımı değil dayanışmayı yüceltmektir bireyler ve toplumlar arasında. Mutluluk el ele tutuşarak birlikte çıkabilmektir yukarılara. Bana rağmen yapılmaz bir şeyler iyilik diye benim adıma. Aksine birlikte karar veririz daha eşit günler için nelerin yapılması gerektiğine omuz omuza. İşte o zaman ağaçların gücünden yola çıkıp yöneliriz ormanlara. Birlikte karşı koyarız yangınlara.

Örneğin bu iyilik türü hesabını almamak yerine kör birinin, erişilebilir yapar restoran menüsünü. Kolundan tutup ya da uzaktan komutlarla sağa sola diye bağırmak yerine, engelsiz hale getirir dükkanının önünü. Otobüste nerede incen diye sormak yerine, kısmaz anonsların ses sürgüsünü. Sen nasıl geçecen buradan diye vah vah etmek yerine, çeker arabasını kaldırımdan boşaltır insanların önünü.

Bunu benimseyen kurumlar mesela niye sizi ayrı okullara göndermiyorlar demek yerine, erişilebilir hale getirir fiziksel, sosyal ve eğitsel ortamlarını. Yayınevleri, GETEM gibi kuruluşlara nasıl benim kitabımı izin almadan okutuyorsunuz diye yasal olmayan   telefonlar açmak yerine, erişilebilir kılar tüm yayınlarını. Şirketler para ödemek yerine bir iki büyük etkinliğe, web sayfalarını daha kullanıcı dostu, daha erişilebilir yapmak için yönlendirir harcamalarını. Özel günlerde başını okşamak yerine bir tekerlekli sandalyelinin, tamamlar her yerdeki asansör ve rampalarını.

Bugün bizde sizinle bir araya geldik. Kutlamak istedik beraberce erişilebilir hale getirdiğimiz 3200’den fazla eseri 2021 yılında. Anlatmak istedik, Farklı sesler bir araya geldiğinde, nasıl meydana getireceğini büyük değişimleri. Bir yönüyle biz de hala ağaçları kurtarabiliyoruz belki. Ürettiğimiz eser sayısı gerideki milyonların yanında sembolik bile sayılmaz sanki. Ama hep beraber bir amacımız var. Daha çok sesi bir araya getirerek, daha çok haykırmak bir gün herkesle aynı anda her kitabı okuma mücadelemizi. Hiç de mükemmel değiliz, hatta bazen vasatın bile altında kalıyoruz belki. Ama bir hedefimiz var: keşfetmek biyolojik ve nörolojik çeşitliliklerin zenginliklerini. Yok etmek, bastırmak yerine farklılıklarımızı, daha da ortaya çıkarmak, daha da güçlendirmek her tarzdaki sesimizi, her türlü rengimizi. Ne mutlu ki, sizlerin desteğiyle pekiştiriyoruz bunu başarabileceğimize olan inanç ve cesaretimizi. Tam da o sebeple bir karar vermemiz lazım dostlar: iyilik nedir hakikaten?  Başkalarının omuzlarına basarak sahte cennetlere mi koymak kendimizi, yoksa birbirimize tutunup he birlikte yukarı çekmek mi kendimizi. İşte bütün mesele bu. Yolculuğumuza hoş geldiniz.

“İyilik Nedir Sizce” için 2 yanıt

Sevgili Engin; senin de dediğin gibi “İYİLİK”
bence günümüzde “Başkalarının omuzlarına basarak sahte cennetlere gitmek”ten başka bir şey değil bence. Her zaman olduğu gibi çok güzel bir konuşma hazırlamış ve sunmuşsun. Hiç beklentisiz ve dosdoğru atan yürekler içindir İYİLİK ve bu yürekleri ve seni kocaman öpüyorum . Sevgi ve saygıyla.BELGİN

Engin bey engellilik ve erişebilirlik kişilerin ve toplumun merhametiyle değil devletin yasalarıyla yaptırım ve cezalarla bir sisteme oturabilir.
Sizi ,güzel anlatımınız , başarılı çalışmalarınızın sürekliliği ,azminiz ve emeğiniz için kutlarım.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir